Gece sisli. Rüzgar sinsi. Sokak ıssız. Sırt çantası sprey boyalarla dolu bir kız. Kafasında siyah bir maske. Sadece gözleri ortada. Sağı solu gözlüyor, tüm duyuları tetikte. Korku pusuda. Bir kedi çöp tenekesinden atladı. Çöpler dışarı saçıldı. Kola kutuları, bebek bezleri, kovit maskeleri. Kız yürüyor. Beşiktaş’ı tüketti, Karaköy’de sıra.

Göz koyduğu bir dükkan kepengi var. İstikamet Zamane Kahve.

Zaman onu tanımıyor. Renklerini kabul etmiyor. Ruhu belli belirsiz salınıyor havada. Başka bir dili konuşuyor uzmanlar, hayatta daha çok yıl harcayanlar. Kirlenen her şey yaralıyor onu. Gidemediği bir okulu var, okulun sahildeyken kenar bir semte taşınan binası. Güzel Sanatlar dediğinde vah vah diyen bakışlar. Sıkıldı, sıkıldı çok. İkiyüzlülükten, antik çağdan kalan itişmelerden, savaşların, kavgaların incittiklerinden, korkan büyüklerden, sesini yükseltemeyenlerden…

Çantasının askılarına sıkı sıkı yapışıyor. Boyalı parmakları, her renkten. Dün bir duvar bitirdi dev bir barış işareti. Gözler yapıyor kocaman. Uyansın istiyor şehir, uyansın dünya. Uyanmıyorsa yansın. Gece yarısından sabahın ilk ışıklarına çalışıyor. 

Sabah yeni bir manzaraya kalksın diye insanlar. Ruhunu döküyor duvarlara, kepenklere, kapılara. Püskürtüyor tüm renklerini. Ben de varım, hey! Ben de varım.

Zamane Kahve, çoktandır kapalı. Virüsler dışarıda, kahve korunaklı. Tadını alan yok kahvelerinin. Gri kepenkleri tozlu, puslu, küskün. Göz koyduğu kadar var. Renklenmesi lazım Zamane Kahve’nin. Yeter bu kadar gri kaldığı. Gülle gibi ağır çantayı atıyor Arnavut kaldırımlarına. Pıs pıs pıs. İki kocaman göz. Ok kirpikleri. Yanına bi alan bırakıyor. Oraya demek istedikleri. “THIS IS OUR WORLD!”

Gökkuşağından renkleri pıs pıslıyor. Sıktıkça ferahlıyor. Z kuşağı onun için alfabenin son harfinden başka bir şey değil. Kendini öyle görüyor. En sonda.

Sokağın başında bir çift ışık, bir siren. İrkiliyor. Boyaları atıyor çantaya. Bir iki tanesi yuvarlanıp gidiyor çöp konteynırının altına. Hadi durma, koş sokağın öbür başına.

Orası da aydınlanıyor farlar ve çakarla. Kafadan bir hesap, aranacak birkaç numara. İçinde yankılanan replik sanki bir fıkra:

“Konuşmama hakkına sahipsin!”   

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: