,Son dönemde dünya çapında yaşanan salgın sürecinden kaynaklı evden çıkmama, karantina süreçleri gibi zor günlerden geçmekteyiz. Birçoğumuzun rutin hayatlarında büyük değişiklikler yaşanmasına sebep oldu. İş hayatında yaşanan aksaklıklar, okulların kapanması, çokça zaman geçirdiğimiz alışveriş merkezlerin kapanması, market ve pazar gibi yerlere sınırlamalar getirilmesi, kafe ve restoranların kapanması, ulaşımın sınırlandırılması, seyahatlerin neredeyse sona ermesi, birçok sistemin internet üzerinden yapılmaya başlanması, birçok işimizi evden halletmemiz gerekmemiz gibi hayatımız daha bireysel ve durağan bir sürece girmiş oldu. Bu değişikliklerin elbette ki neredeyse herkes üzerinde doğrudan ya da dolaylı sosyolojik, psikolojik, ekonomik gibi pek çok etkisi görülmeye başlandı.

Sosyolojik olarak evrensel çapta neredeyse ulaşımın sonlanmasıyla insanların birbiriyle etkileşimi fiziksel olarak sınırlandırıldı, birbiriyle görüşmek isteyen kişiler online görüşmelere yoğunlaştı. Tüm sektörler, iş dünyası, uluslararası etkileşimler online ortama taşındı. Bu süreçte insanlar online dünyayı tanımış ve online sistemi nispeten normalleştirmiş oldu. İnsanların kendiyle zaman geçirme süresinin artması sosyalleşme ihtiyaçlarının karşılanmamasına ve yalnızlaşma, içe kapanma süreçlerinin yaşanmasını tetikledi.

Ekonomik açıdan işlerini kaybeden ya da işe gidilememesi maddi yönden yaşanacak sorunları beraberinde getirdi. Bu durum kişilerde gelecek kaygısına ve ekonomik kaygılara sebep oldu. Kişilerin iş düzenlerinin bozulması kişisel ve ailevi olarak büyük çapta psikolojik etkileri oldu.

Psikolojik ve kişisel süreçlerine bakıldığında kişilerin pek çok açıdan etkilendiğini söylemek mümkün. Bu süreçte temizliğin ve hijyenin öneminin sürekli vurgulanması kişilerin bu konudaki hassasiyetinin artması ve gerekli önlemlerin ötesinde abartılı davranışlar sergilemesine neden olabilir. Elbette gerekli önlemlerin alınması önemlidir ancak temizlik ve kirlenme obsesyonları ve kompulsiyonları, günlük yaşantının büyük kısmını kirlenme, hasta olma ya da ileri boyutta ölmek gibi düşüncelerin kaplaması, kendinin ya da yakınlarının zarar göreceği düşünceleri kişilerin psikolojik sorunlar yaşayabileceğine kanıt niteliğindedir. Eve alınan şeyleri abartılı yıkanması, durup dururken sürekli ellerin yıkanması, deterjanları uygun olmayan şekilde abartılı kullanma gibi davranışlar kişinin takıntılarını tetiklemekte ve kirlenme düşüncelerinin devam etmesine neden olmaktadır. Bu durumda yapılması gereken gerekli durumda gerektiği kadar temizlik yapmak, takıntıları besleyen davranışları sürekli tekrarlamamak, kirlenme düşüncelerini günlük hayatta başka aktivitelerle doldurmak gerekmektedir. Ayrıca bir başka kaygı şekli olarak, bedensel belirtileri yanlış yorumlama, sürekli vücudunu dinleme, sürekli kontrol hali kişinin kaygısını tetikleyebilir. Bu tür kontrol davranışlarını abartmamak gerekli durumlarda yapmak gerekir. Korona sürecinde kaygının ortaya çıkmasının temel nedeni güvenlik algısının zedelenmesidir. Herkesten ve her yerden hastalık bulaşma ihtimali, kişinin en temel olan güvenlik ihtiyacının karşılanmaması ve zarar görme ihtimalinin yarattığı rahatsızlıkla ilgilidir. Bu sürecin ne zaman biteceği, nereden bulaşabileceği, kimlere bulaşabileceği gibi bir çok belirsizliğin varlığı, kişinin bu durumu kontrol dememesi kendi varlığına ve bütünlüğüne yönelik bir tehdit yaratır. Bazı kişiler bu belirsizliği daha iyi yönetebilir ancak bazıları yönetemeyebilirler. Uzun süreli kaygı ve belirsizlik hali ve bu sürecin getirdiği yalnızlık ve bireysellik, depresyon alt yapısı olan kişileri tetikleyebilir, varsa belirtiler şiddetlenebilir. Bu durumda olan kişilerin online terapi alması önerilir.

Evde kalma sürecinde kişinin önceki yaşantısında büyük oranda değişim olması ve düzeninin bozulmasının da başlıca etkileri görülmektedir. Uyku düzeni, öz bakımı, giyim şekli, yeme düzeni, aile bireyleriyle sürekli birlikte olma hali kişinin önceki yaşantısından farklılaşmasına neden olmaktadır. Bu durum dışarıda yeterince kişisel alanının olması, iş süresinde dışarıda olma, odağının değişmesi, zihninin meşgul olması, sosyalleşme gibi süreçlerden mahrum kalmak, her gün aynı döngüde hayatının devam etmesi gibi süreçler kişinin bunalmasına, alıştığı döngüdeki hayatını özlemesine,  yeni düzene uyum sağlamakta zorlanmasına neden olabilir. Bu durumda kişinin önceki hayatına devam eder nitelikte gününü planlaması kendisine iyi hissettirebilir. Yani, önceki yaşantısındaki gibi uyanmak, giyinmek, bakımına dikkat etmek, kıyafetlerini değiştirmek, iş saatlerinde /  ders saatlerinde program yapıp çalışmak, molalar vermek, mesai saatini bireysel ve işleriyle geçirmek, sonrasında eski günlerdeki gibi akşam saatlerinde aile ile zaman geçirmek düzeninin devam ettirmesini sağlayabilir. Bu durum çocuklu aileler için ne kadar zor olsa da ebeveynler sıra il kendilerine kişisel zaman tanıyabilirler.

 Bu süreçte evde yapılabilecek planların, aktivitelerin bireysel ve ailecek olarak düzenlenmesi faydalı olacaktır.  Her gün bireysel bir aktivite yapmak, her gün ihtiyacı kadar kendine bakım, iş ve sosyalleşme açısından zaman tanımak iyi hissettirebilir. Çocuklar varsa onları meşgul tutmak, ev içi aktivitelerle günleri doldurmakta onların kişisel gelişimleri açısından faydalı olur. Süreci fırsata çevirmek çokça duyduğumuz bir bakış açısı. Uzun zamandır planladıklarınızı hayata geçirmek için oldukça zamanınız olduğunda hedeflerinizi belirleyebilir, bir sınava hazırlanıyorsanız çalışabilir, hobiler deneyebilirsiniz. Bolca vakit olmasından doğan bir sorun ise bu kadar bol vakit içinde hiçbir şey yapamamak, günü bir şey yapmadan hiçbir planı gerçekleştirmeden geçirmek olabiliyor. Bu tür sorunu olan kişilerin, gününü mutlaka parçalara bölmesini ve sadece o zaman diliminde o işi yapmasını kalanını ertesi güne bırakmasını, gün içinde tüm ihtiyaçlarını sosyalleşme, çalışmak, spor, yemek, dilenme, okuma, uyuma gibi çoklu parçalara ayırması önerilmektedir.

Bu süreçte kaygıyı iyi yönetmek, kendimizi ve yakınlarımızı korkuya kaptırmamak, durumu felaket senaryoları üreterek zorlaştırmamak gerekir. Eğer kaygılarınız çok yoğun ise haberlerden kaçınmak, ölüm haberlerinden etkilenebilecek 65 yaş üstü kişilere ve haberleri kendi gerçeklik algılarına göre yorumlayacakları için çocuk grubunun seyretmemeleri önerilebilir. Özelikle çocuğun yanında korku panik ortamı yaratmamak gerekir. Bu gibi önlemler alınmadığında bu sürecin etkileri, süreç sona erdiğinde bile devam edebilir.

Bu süreç gelip geçerken, bizde ve çevremizde yarattığı pek çok katkı sağlayıcı etkisi de görülmektedir. Süreçte birçok şeyin net olmaması ve bizim kontrol edemeyişimiz, belirsizliğe daha tahammül etme ve kontrolü bırakarak sürece yaymak gibi bakış açıları geliştirmemizi sağlayabilir. Zor olaylarla baş etme, kendimizi ve yakınlarımızın başına gelen zorluklar karşısında çözüm yolları üretme becerisi gelişebilir. Evde kalınan süreç iyi değerlendirildiğinde sürecin sonunda görülecektir ki, zaman yönetimi, plan oluşturma ve uyma, zamana etkin kullanma, bireyse vakit geçirme, yalnızlığı yönetebilmek gibi pek çok konuda geliştiğimizi görebiliriz. 2 aydır devam eden bu sürecin kattığı en önemli becerilerinden biri olarak, bekleyebilmek, sabredebilmek ve gerekli koşullara uygun davranabilmek gibi kişisel ve toplumsal olarak önemli yönlerimizin geliştiğini görebiliriz. Unutmamak gerekir ki, korona süreç sona erdiğinde haya kaldığı yerden hemen devam etmeye başlamayacak, sonlanma süreci uzun bir zamana yayılacaktır. Bu sürecin etkileri mutlaka ki sonrasında da devam edecektir. Karantina sürecinin bugün ki etkileri uzun bir süre daha bizimle kalmaya devam edebileceğini kabul etmek, süreci en iyi şekilde yönetmeye çalışmak gerekmektedir.

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: