Aslında küçük sanılan her bir şeyin büyüyünce acısının çıktığını biliyor musunuz? Yaşanmış bir anı aktaracağım size. Hikâyelerin sonu ne zaman gelir bilinmez lakin hiçbir hikâye kötü sonla bitemez. Yarım kalan her hikâye tamamlanmaya yüz tutar, belki yıllar sürer ama her hikâye mutlu sonla biter.

 

Sene 1997. 5 yaşında sarışın afacan bir çocuktum. En büyük tutkum ne oyuncaktı, ne gezmek, ne tozmak. En büyük tutkum elma şekeriydi. Halam ve babaannem bizimle yaşadığından kalabalık bir aileydik, iki abim, annem, babamla beraber, bir hanede yedi kişiydik. Çocuk aklım ermez ya halamla annemin bir gün evde kavgasına şahit oldum. Aynı gün evimizden hayli uzak olan Beykoz semt pazarına götürdü annem bizi. Mahallede herkesin oyuncağı var benim yok diye içlenmiş olacak ki, Pazar masrafından kısıp, bana o zamanlar çok moda olan plastik dozer (iş makinası) aldı. Dönüşte bir bakkala girdik, annem son parasıyla kendisine Maltepe sigarası aldı, ben elma şekeri gördüm yattım yere elma şekeri diye. Annem “oğlum paramız kalmadı, oyuncak aldık sana ama” dedi, ben “oyuncağı geri verelim elma şekeri alalım” diye tutturdum. Üstelik evimiz kırsal kesimde kaldığı için otobüsler 2 saat arayla vardı ve otobüs gelmek üzereydi. Ağladığımı gören bir yaşlı amca eline bir elma şekeri aldı ve “al bakalım aslan parçası” dedi. Sanki bütün dünyayı avuçlarında bana vermiş gibi sevinmiştim. Otobüse yetiştik yetişmesine, evimize geldik, gelirken de ben doyasıya o elma şekerini yedim tabi ki. Evimizin önünde küçük bir avlumuz vardı orada oyuncağımla oynamaya başladım. Bir hışımla eve gelen babam birden annemi dövmeye başladı. Hem korkuyordum, hem de annem Pazar parasından kısıp bana oyuncak aldığı için dayak yediğini sanıyordum. Babamın gözlerinden ateş çıkıyordu, “baba oyuncağım senin olsun ama annemi bırak” deyip oyuncağımı babama uzattım. Babam sinirli sinirli baktı gözlerimin içine sonra çekti gitti. O gün oyuncağımı sobaya attım. O günden sonra hiç oyuncağım olmadı ve en büyük tutkum olan elma şekerini bir daha istemedim ve almadım. Ta ki 23 yıl sonraya kadar.

 

Bugün 28 yaşındayım sene 2019. Sevdiğim kadın hayatımın her anını bilmek için çabalayan ve kötü anılarımın yerine güzellerini koymaya çalışan güzel yürekli bir insan. Bu hikâyeyi tamamlayan o oldu. Yıllar sonra o tadına hasret kaldığım en büyük tutkumun tadına tekrar vardım ve 23 yıl sonra bir oyuncak kamyonum oldu. Ve biliyor musunuz? Hala elma şekeri en büyük tutkum.

 

Dedim ya, yarım kalan hikâyeler tamamlanmaya mahkûmdur ve her hikâye mutlu sonla biter…

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: