Uzak denizlerden geliyorsun…
Sesinde
hep o denizlerin boğukluğuyla,
ellerinde
hep o güvercin sesleriyle…
İndiğin günün gecesi
Akrebin yelkovanı tuttuğu bir saat,
Ansızın,
Görüyorum gözlerinde yarım kalmışlığımı
Ekmek istiyorum bütünüme eksiğimi
Sonra çizmek istiyorum onu damağımdaki yanık yıldızların tadına.
Tenin,
eksiğimin boyası,
parmakların,
fırçası oluyorsa da
Doğrulmuyor kollarım,
bir şey gelmiyor ellerimden.
Bir de yetmezmiş gibi,
Hep elime yüzüme bulaşıyor şu yalnızlığım,
ben yine damağımdaki yanık yıldızların tadıyla
yarım kalıyorum,
bulanarak yalnızlığıma,
hep o güvercin sesleriyle