Ayinler eşliğinde iddia edilirken varlığının yok oluşu,

Fark ettim

Hakkında en çok sevdiğim şey nefes almanmış.

Beyaz perdeler örtülürken mosmor bedenine,

Gülüşün düştü yadıma, ben paramparça oldum.

Bilseydim tapardım nabzının atışına;

Bilseydim eğer göğüs kafesindeki hazinenin çürüyeceğini,

Solucanlar ve karıncalar tarafından sömürülürcesine yeneceğini…

Kelepçelerdim varlığını kendime, aramızdan geçemezdi senin ruhun bile.

Bilseydim eğer mezar taşına bakarak hasbihal etmek zorunda kalacağımı,

Dudaklarından dökülürken içerdim kelimeleri.

Anılar bir mızrakla koşuyor zihnimde,

Yanıyor beynimin her bir kıvrımı!

Bilseydim…

Bilseydim evimin odalarının yokluğunla solacağını,

Hayaletinle aynı yatağa girip ona asla sarılamayacağımı,

Bilseydim…

Ah bir bilseydim…

Sen lanetlenip yatmadan o son uykuna, ben ellerimle çıkarırdım kalbimi yerinden;

Bu acıyı ancak defalarca kırbaçlansam unuturum,

Ya da birkaç şişe şarapla seni yeniden yanımda bulurum.

Bilseydim…

Bilseydim böyle olacağını…

Benliğimde benden eser yok, içim hep sen dolmuş!

Şimdi, esas kim ölmüş kim yok olmuş?

Okyanuslarda yüzseydi cesedim, morfin yetmeseydi acılarıma,

Almasaydı seni benden ilahi adaletin adaletsiz temeli,

Ben ölseydim, sense yaşasaydın hayatlarca…

Anlaşma yapsaydım Azrail’le ya da silseydim dünyadan dünyanın en acı gerçeğini:

Senin ölümünü.

Kusa kusa ölseydim ben, sense yaşasaydın hayatlarca…

Toprağını yesem tadını alırım belki.

Bilseydim,

Bilseydim böyle olacağını…

Bilemedim işte,

Keşke bilseydim böyle olacağını… 

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: