Sanatın oluşumunu sürdüren insanın, var olduğu sürece enerjisinin fazlasını doğayla buluşturması en yalın haliyle öncelikli olarak felsefeye, psikolojiye, tarihe ve nihayetinde siyaset bilimine katkısıyla bu bilim dallarının mihenk taşlarını oluşturmuştur.
Sanat; insanların çevreyle etkileşimleri sonucu biriken birtakım düşüncelerin, duyguların ve dışarıdan yerleşen izlenimlerin tekrar çevreye yansıtılması sonucunda ortaya çıkan oluşumlardır. Sanatı her ortamda icra etmek için koşulları sağlamaya çalışan insanın, kendi eserlerini kalıcılaştırmak için emek harcadığını görürüz. İlk insanlar, deneyimlerini sanat yoluyla nesillere aktarmışlardır. Bunları mağara duvarlarındaki şekillerde, hiyerogliflerde, günümüzde rahatça ulaşabildiğimiz antik çağ yapıtlarında görmekteyiz. En başından karşılıklı iletişim bile sanatın küçük bir parçasını oluşturur. Sanatın hangi amaca hizmet etmesi gerektiği konusunu ele almaktansa üzerinde durduğumuz asıl durum; insanın doğasından gelen dürtülerle ortaya kendinden bir şeyler dökme güdüsünün hareket kazanması sonucu sanatın oluşmasıdır. Sanat her alana hizmet edebilme potansiyeline sahiptir. Sanatta, her bilim dalından kırıntılar buluruz.
Siyaset biliminin oluşumunu tamamlamasına destek olan sanat, gene toplumun hangi perspektiften konuşlanması gerektiğini siyaset dalıyla birlikte gerçekleştirir.
Siyasete hemen hemen herkesin birbirinden farklı tanımlamalar getirmesi bu alanın yanlış bilindiğini değil ne kadar büyük bir alanı dahilinde barındırdığını gösterir. Siyaset en basitinden; toplumların yaşam sahalarında özgürce ve oluşturduğu sistemlerce ahlaklı, adaletli zaman geçirebilmeleri için gerekli koşulları sağlamada görevli organdır. Bir ülkede siyaset organının ne kadar zarar gördüğünü, ülkenin sanatının içeriğinde arayabiliriz. Siyasete dahil olunmaya çalışılan alan sanat ise, ve bu dahil olunmaya çalışılma sürekli tekrar ediliyorsa toplumdaki özgürlük kısıtlanmaya çalışılıyor demektir.
Ülkede herkes özgürce sanatlarını dilediği kısımlarda icra edebilmelidir ve siyaset işte tam olarak bu noktada daha özgür ve çağdaş bir dünya için sanata hizmet etmelidir. Çünkü sanat ki bize geleceğimizi nasıl şekillendirmemiz gerektiğini gösteren bir rehber niteliğindedir.