Geçmişten günümüze iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sonucunda sosyal medya,  7’den 70’e herkesin gündelik yaşantısının vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. İletişim teknolojilerinin gelişmesi sadece bireylerin günlük yaşamlarını etkilemekle kalmamış, toplumları ve ülkeleri de değişimlere uğratarak bir dijitalleşme sürecini beraberinde getirmiştir. Bu süreç ise sadece sosyal hayatla sınırlı kalmamış; eğitim, sağlık vb. gibi birçok sektörde de kendini göstermiştir. Kullanıcılar dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir veriye saniyeler içerisinde ulaşabilirken, toplumlar da birbirlerine bu ağlar üzerinden bağlanmıştır. Kullanıcılar üzerinde olumlu veya olumsuz olarak değerlendirilebilen pek çok etki ortaya koyan bu dijital platformlar zaman içerisinde kendi dijital kültürünü de oluşturmuştur.

 

Günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan ve sosyal medya platformlarının bireylerin gündelik yaşamı ve kültürel alan üzerinde çeşitli etkileri bulunmaktadır. Dünyanın her yerinde her yaştan insanın kullandığı sosyal ağlar popüler kültür ürünlerinin ortaya çıktığı ve ortaya çıkan bu ürünlerin topluma yayıldığı platformlar hâline gelmiştir. Popüler kültür, kitleleri eğlendirirken aynı zamanda yönlendirebilme özelliği bulunan gündelik bir tüketim kültürüdür. Sosyal medya platformlarının, kullanıcılara etkileşim ve bilgiye erişim hızı gibi temel özellikleri dikkate alındığında, bireylerin ve toplumların bu mecralarda sürekli etkileşim hâlinde olması kültürel değişikliklere, hatta yeni bir sanal kültürün ortaya çıkmasına sebep olmuştur (Karaduman, 2017).

 

Sosyal medya platformları zaman içerisinde gelişerek kendi kültürünü oluşturmuştur. Sosyal medya; dili, kuralları, ilkeleri, davranış kalıpları ve ritüelleri olan bir kültüre sahiptir. Sosyal medyada kurallar vardır, ancak bu kurallara uymak bireye bağlıdır. Her birey sosyal medya paylaşımlarında kendilerine ait kurallar belirleyebilmektedir. Her toplum, kendi kültürel özellikleri bağlamında sosyal medyayı kullanmakta ve ona anlam yüklemektedir. Bu durum elbette toplum yapısı ve özelliklerine göre değişkenlik göstermekte ve toplumlarda buna uygun sosyal medya araçları öncelikle tercih edilmektedir.

 

İnsanlar, gündelik yaşamın akışından kopmak, boş zamanları değerlendirmek ve eğlenmek amacıyla sosyal medya platformlarına yönelmektedir. Rutin hayatı geride bırakarak gerçeklikten uzaklaşmak isteyen kullanıcıların ciddi toplumsal olaylar ve haberler yerine eğlenceli içeriklerden faydalanmak istemesi muhtemeldir. Sosyal medyada oluşan yeni kültür gündelik hayatta yeni kavramların üretilmesine sebep olmuştur. Örneğin trollük kelimesinin kökeni daha eskilere dayansa da günümüzde bir internet terimi hâline gelerek gündelik hayatta kullanılmaya başlanmıştır. İnternet ortamında farklı çeşitleri bulunan ve mizah unsuru taşıyan capsler de sosyal ağlarda hızla yayılarak gündelik yaşamın birer parçası hâline gelmiştir (Binark & Karataş, 2016).

 

Sosyal medya hayatımıza girdikten sonra, kriz durumlarının artık önceden kestirilebilmesi, yayınlarla, yazarlarla her an iletişim kurulabilmesi, özellikle dijital yayınlarda içeriğin anında değiştirilebilmesi, silinebilmesi, bir başka ifadeyle içerik yönetiminin anlık bir olguya dönüşmesi, dijitalleşen dünyada yeni bir boyut kazanmıştır.

Sosyal medya aracılığıyla gerçekleşen kişilik hakkı ihlâllerinin büyük kısmının, insanın şerefine  ve haysiyete yönelik olduğu görülmektedir. Bu tür saldırılar, kişiyi küçük düşürmek, yanlış tanıtmak, gülünç ya da zor duruma sokmak yahut kişiye düşmanca bir ortam hazırlamak gibi amaçlarla gerçekleştirilebilmektedir. Yargıtay, kişiye hakaret edilmesi, küçük düşürme, başkalarının husumetine maruz bırakma, aşağılama, kişi hakkında gerçek dışı dedikodu yayılması, meslekî ve ticarî itibarının zedelenmesi, iftira atılması gibi fiilleri şeref ve haysiyete yönelik kişilik hakkı ihlâlleri olarak nitelendirmektedir.

Gizli özel alana yönelik müdahalelerin hukuka uygun sayılabilmesi, ancak alan üzerinde şahsi tasarruf yetkisi bulunan kişinin rızası ile mümkün olur. Ancak yetkili kişi tarafından verilen rızanın sınırlarının aşılması durumunda da kişilik hakkının ihlâli söz konusu olmaktadır.

Sosyal medya aracılığıyla gerçekleşen kişilik hakkı ihlâlleri, sosyal medya hizmetini sağlayan hizmet sağlayıcı, bu hizmetten yararlanan kullanıcılar yahut sosyal medya hizmetine bağlı olarak üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Kullanıcıların, sosyal medyada diğer kullanıcılarla paylaştıkları ve bu yolla erişilebilir hâle getirilmiş olan bilgilerini  kişisel hâl ve durumları, siyasî eğilimleri, fotoğrafları, videoları, yazı ve yazışmaları, yorumları, fikir ve sanat eserleri, kimi zaman ticarî ve meslekî faaliyetleri, mal ve hizmetleri vb.durumlar Kullanıcıların, oluşturdukları bu sosyal medya içerikleriyle kimi zaman diğer kişilerin, başta şeref ve haysiyet ile özel hayatın gizliliği olmak üzere, hürriyet, resim, ses ve iktisadî bütünlüğe ilişkin değerler kişisel değerlerini ve dolayısıyla kişilik haklarını ihlâl etmektedirler.

Sosyal medyanın masrafsız oluşu, herkese açık ve herkes tarafından erişilebilir olması   bir çok sorunuda beraberinde  getirmektedir. Sosyal Medya kullanıcılarının paylaşım sınırlarını belirleyememesi kişilik hakkı ihlâllerine yol açmaktadır.

Bu ihlâller genel olarak, kişilerin hürriyet, şeref ve haysiyet, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliği kişisel değerlerine yönelik olarak şekillenmekte ve kimi durumlarda hukukî sorumluluğun yanı sıra cezaî sorumluluğa da yol açmaktadır.

Kişilik hakkının korunması bakımından gerek yasama faaliyeti ve yargı mercileri marifetiyle devlete gerekse servis sağlayıcılar ve yetkili denetim organlarına görev düşse de, bu yönde en büyük sorumluluğun kullanıcılarda olduğu unutulmamalıdır. Zira sosyal medya özelinde internete yüklenen hiçbir verinin tümüyle silinemeyeceği veya gizli kalacağı unutulmamalı, paylaşımlarda etik sınırlara ve mahrem alana ilişkin kişisel veri paylaşımlarında dikkatli olunmalıdır.

 

KAYNAKÇA

Karaduman, N. (2017). Popüler kültürün oluşmasında ve aktarılmasında sosyal medyanın rolü. Erciyes – Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 31(43), 113133.

Binark, M., & Karataş, Ş. (2016). Yeni medyada yaratıcı kültür: Troller ve ürünleri ‘caps’ ler.

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: