Bilinmeyen şehre giden yabancı boşluğu içimde

meğer hayatımda hiçbir şehri sevmemişim Urfa gibi

iki katman üzerimde tarihin son peygamberi

gözleriyle vaaz veriyor kalbime

dudaklarından Allahın son emirleri dökülüyor:

sev beni!

 

94 no’lu daireye güneş doğuyor

yalnız onun penceresinde

tan atıyor kıpkırmızı dudakları gibi

bir kaşında Mekke bir kaşında Kudüs inşa edilmiş

Allahtan önce bile insanlık can atmış

hacı olmak için onun suretinde

İsa tanısaydı gül fidesi bedenini

tanrı diye ilan ederdi Jahu’yu

 

Saçının her bir teli için

bir kadeh şarap içtim

sonra

zülüflerin sicim olur

araftan çeker ruhumu

uzanırsın sere serpe sevda bahçeme

kokunu duydukça esrikleşirim

 

Gidecek oluşun

beni görmeyişin

asla bu şiiri okumayacak oluşun

bir balyoz gibi kalbime iniyor

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: