Başlamakla başlamamak arasında gidip gelirken,

 Nasıl başlasam düşüncesi içerisine girmeden kendimi cümlenin akışına bırakıyorum.

 Konular kavramlar her zaman ki gibi aynı olsalar da kelimeler satırlarla beraber kuralların dışına çıkarak sürekli bir ilerleyiş içerisine giriyorlar.

 Bu yüzden artık kendimden bahsetme gereği duymuyorum.

 Bunları yapmak için ne boş satırlarda beklemenin,

 Ne de harflerin peşinden koşmanın bir anlamı vardı.

 Derken sonrasında bir yola dahil olduğumu görüyorum.

 Yol uzadıkça giderek çoğalan harfler,

 Bir araya gelen kelimeleri farkediyorum.

 Tam da bu yola bir yön bir gidişat vermeye çabalarken kendimi de buna ekleyip bu boşluğa engel olmaya çalışırken bir de yolunda gitmeyen, yolunda olmayan hayatımın olduğunu görüyorum.

 Başka bir bende yoktu kendimi bu yola ekleyecek dahil edecek.

 Tüm bunlardan ziyade bu durumun devam etmemesi için bana da gerek yoktu.

 Yaşamda bensiz zamanda habersiz geçip gidiyordu buna engel olamıyordum.

 Ben yoluna girmeyen umursamaz kelimelerin cümlelerin hiçbir zaman fark edilmeyen anlamıydım.

 Ben nefes nefese kalmış nereye gideceğini bilmeyen bir hayatın başıboş zaman dilimiydim.

 Ben bir sancının bitmeyen ömrüydüm.

 Ben… Ben… Ben aslında hiç olmadım.

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: