İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Şiir Orhan Veli’nin gözünden ya sonrasına benim gözümden, içimden, kalemimden…

Dar sokakları, gürültülü ortamları, ışıklandırmalı geceleriyle büyüleyen şehir. Gözümü kapattığım her an manzarası aklıma gelir, görüntüsüne kapılır yine düşlerim. Kendimi kimi zaman boğazın kenarında kimi zamanda Galata’nın yokuşunda bulurum ve kaybolurum o kalabalığında. Ne zaman yorulsam hayattan, tek dinlek noktam vardır Boğaz… B u eşsiz güzelliğin dört bekçisi olduğuna inanılır. Bunlar; Hz. Yuşa, Yahya Efendi, Aziz Mahmud Hüdayi ve Telli Baba. Asırlardır korunan eşsiz manzaranın bekçileri çevrelemişler yedi tepeli Istanbul’umuzu…

Derin suları, dalga sesleri, martılar ve fon görevi gören iki kıta ve tamamını çevreleyen sema. Uzun uzun izlerim uğruna savaşların yapıldığı bu muazzam kıtayı, Bizans’ın Konstantine’sini, Osmanlı’nın Derssadet’ini şimdinin Istanbul’unu ve herkesin yaşarken usandığı, ayrıldığı an hasretiyle yandığı bu tabiatı. Nice şairlerin kalemlerinden sözcükler, ağızlarından kelamlar dökülmüştür anlatmaya, gözlerde canlandırmaya, hiç görmemiş birine bir film rulosu, bir kere dahi görüp gönlüne sevgisi düşmüş birine ise dünya merkezi gelir. Fransız Imparator Napolyon Bonapart “Eğer dünya tek bir devletten ibaret olsaydı başkenti Istanbul olurdu.”  sözleriyle destekliyor düşüncelerimi ve gayemi. Yazacak olsam kelimeler yetmez, tanımlamalar anlamsız kalır. Cümlelerim boğar ve ben kendimi yine Istanbul’da bulurum.

Yazıma burada son verirken Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Esas İstanbul, sabahın bir başka olduğu Boğaziçi, akşamın ışık yansımalarıyla Çamlıca, kendisine yetebilen değerler dünyasının son mirasıyla Üsküdar, Paris taklidiyle Beyoğlu, Üsküdar, Erenköy, Bentler, Çekmeceler, Adalar olmak üzere hepsi ayrı ayrı farklı coğrafyalar gibi kendilerine has güzellikleriyle var olmuşlardır.” diye bahsettiği bu görkemli bir doğayı anlamak, sevmek ve yorumlamak ümidiyle…

Aşiyan’ından, Çamlıca’sına, Ayasofya’sından, Emirgan’ına, Üsküdar’ından, Pierre Loti’sine ve her köşesine selam olsun….

 

– Muammer Özkan

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: