Barın otoparkı, saat:18.30

Arabayı buluşacağımız barın önüne park ettim. Yarım saat erken gelmiştim. Radyoda güzel bir şarkı aradım. Kid Rock “Only God Knows Why” çalıyordu. Sesi biraz açtım, son dal sigaramı yaktım. İnsanlar içeride eğleniyordu. Eve gitmek istemeyen adamlar ve heyecan arayan kadınlar. Ufaktan yağmur çiselemeye başladı. Silecekleri çalıştırmak için kontağı açtım. İç gıcıklayıcı bir ses düet yapıyordu şimdi radyoda çalan şarkıya. Gözümü kapadım ve arkama yaslandım. Onunla son karşılaşmamızı hatırladım. Birbirimizle öldüresiye kavga etmiştik. Karımla olan ilişkilerini öğrenir öğrenmez doğruca polis merkezine gitmiş, o ne olduğunu anlamadan ilk yumruğu atmıştım bile.

-tak tak tak

Gelmişti. Eliyle cama vuruyordu. Yağmurdan ıslanmış, sinirli, yaşlı bir surat. Aradan sanki on yıl değil de yüz yıl geçmiş gibi. Saçlarını uzatmış saçma sapan bir sakal-bıyık kombinasyonu bırakmıştı. Tam ben arabadan çıkacakken arabanın önünden dolaştı ve yan kapıyı açtı. Leş gibi bira kokuyordu.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Barın içi, saat:18.30

Lanet olası bir bar. Bunca yıl sonra görüşmek için seçilecek son yerdi bence. Önceden gidip birkaç bira içmek istemiştim. Onu görmeden ve yüzleşmeden önce rahatlamam gerekiyordu. Çok hareketli bir bardı. Giren çıkan belli değildi. İnsanların yüzlerine bakıyordum. Belki eskilerden tanıdık birilerini görürüm diye. Nasıl olsa onlar beni hatırlamaz. Son gördüklerinden bir hayli değişik bir imajım var. Emekliliğimin tadını çıkarıyorum. Yağmur başlar gibi oldu sonra. Barın açık kısmında oturan insanlarda içeri doğru gelmeye başladılar. O sırada fark etmiştim onu. Lanet olası aynı arabayı mı kullanıyordu yoksa? Son kavgamızda ben yerdeyken binip kaçtığı araba. Attığım taş tamda ön sol farına gelmişti. Kalktım yanına gittim. Eğilip iyice emin olmak istedim. Gözleri kapalıydı. Saçları dökülmüş ve beyazlamıştı.

-tak tak tak

Gözlerini açtı. Şaşırmış ve heyecanlanmıştı. Kendine gelince inmek için yeltendi ama izin vermedim. Arabanın önünden dolaşarak yan kapıyı açtım. Lanet olası on yıldan sonra far halen kırıktı. Oturdum. Leş gibi sigara kokuyordu.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * * ** * * * * * * ** * * * * ** * *

10 yıl önce

Telefonda mesajlarını görmüştüm. Uzun zamandır hissediyordum ama elimde kanıtım yoktu. Özellikle ikinci çocuktan sonra bana karşı ilgisi iyice azalmıştı. Uzun süren mesailer, yemek masasındaki donuk ve sessiz tavırlar. Bir ilişkisi olduğu ortadaydı ama dilim varmıyor soramıyordum bile. Kendimi çocuklara vermiştim. Belki bende hatalıydım ama ikisi birden olmuyordu. Hem iyi bir eş hem de iyi bir anne olmak çok zor. Telefondaki mesajları gördüğümde üzüntüden daha çok bir rahatlama hissi sarmıştı bedenimi. O gece hiçbir şey söylemedim. Çok geç gelmiş ve hemen sızmıştı. Ben sabaha kadar uyumamış düşünmüştüm. Sabah kahvaltıdan sonra çocukları okullarına yolladım. O dışarı çıkmak için hazırlanıyordu. Tüm cesaretimi toplayıp konuyu açtım. Her şeyi anlattım. Uzun sürededir hissettiklerimi ve mesajları söyledim ona ağlayarak bağır çağır. Karşımda o kadar sakin kaldı ki bu beni daha da çok çileden çıkardı. Canını yakmak istedim o anda. En yakın arkadaşıyla yattığım yalanı işte tamda o an çıktı ağzımdan. Ceketini alıp hızlıca çıktı evden.

Akşam geç bir saatte ön farı kırık arabasıyla evden birkaç eşyasını almak için geldiğinde onu son kez gördüğümü anlamıştım.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Cinayet mahalli saat 19.15

Çok garip bir hikâye. İkisi de benim müdürümdü. Ben daha stajyer bir polisken onlar kendi efsanelerini yaratmışlardı bile. Halkın kahramanı ve Polis teşkilatının gurur kaynağı ikili. Birbirlerine girdikleri gün ne olduğunu anlamamıştık. İkisi de tek kelime etmediler. Biri tayin olup uzak bir şehre gitti, diğeri erkenden emekli oldu. On yıl sonra aynı arabanın içinde ölü bedenlerine bakmak şimdi çok garip. Tek silah iki mermi iki ceset. Aydınlanması gerekmeyen bir dosya. Görgü tanıklarından biri arabanın içinde bir süre tartıştıklarını söylüyordu. Sonra biri önce diğerini sonra kendisini vuruyor. Camlar kana bulanıyor. Yazık çok yazık.

Ertesi gün başka bir şehirde yaşayan eski karısına ve çocuklarına haber vermek üzere yola çıktım. Çok üzüleceklerdi. Eski kocanda olsa çocuklarının babası sonuçta. İşimin en kötü tarafı bu olsa gerek. Daha gidilecek 120 km vardı. Radyoda bir şarkı aradım. Kid Rock “Only God Knows Why” çalıyordu. Güneşin doğuşuna doğru sürdüm arabayı.

 

– Sercan Arslan

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: