Hiçbir zaman ummadığımız bir gerçekle, pişmanlığın dizlerine yaslanırız. Buna sebep olan şeylere bir açıklama bulmaktan vazgeçmediğimiz sürece de mahvoluruz. Bunaltılı bir yüz buruşturmayla bu gece kendi içime düştüm. Bütün ruhumu bir can sıkıntısı kapladı. Bu can sıkıntısı yüzünden o kadar uzaklaştım ki kendimden… Dünya üzerinde neredeyse keşfedilmemiş yer bırakmayan insanoğlunun bu kendine uzaklığı ve kendini bilmezliği… Ne gülünç! Üstelik bu kendini bilmezliğin kendiliğindenliği oluşturuyordu ‘‘benim hayatım’’ dediğimiz başkalarının sözleriyle oluşturulmuş yaşamak için adeta çırpındığımız ideayı ve yapay benliklerimizi… Ve bu idea her çağın modasına itinayla uyarlanıyordu.
Can sıkıntısı tüm bu baskılara başkaldırmanın, meydan okumanın yüceliği! Bir can sıkıntısından kurtulmak kolay bir şey değildir elbette. Onun ruhumuzdaki kökleri uzun bir geçmişe dayanır. Ne tuhaf değil mi? Bir can sıkıntısı, zamanın olduğundan daha yavaş ilerlediğini duyumsatır bize. Adeta akışı yavaşlar. Bu durumun iyi tarafları da yadsınamaz ölçüde kıymetli benim için. Can sıkıntısı olan insan her şeye kendinden bir şey katmakta ustalaşır zamanla. Yaşamını kendi yaşamı haline getirir. Bir insan hayatına bundan daha büyük bir hassasiyet gösterilmiş midir? Doğrularımıza tutunabilmenin ancak bir can sıkıntısıyla mümkün olabileceğini anladığımız an ve bu sayede bütün bir hayatı sorgulayabilecek kadar güçlü olduğumuzu fark ettiğimizde döneriz dikey ölü olmanın kıyısından yaşamanın yoluna.
(Kendine güvenmenin bir inceliği, bir zarafeti olduğunu bilerek kaçıyorum; bastırılmış benliklerinizin saplantılarından… Kaçmakla koruyorum kendimi. Dünya işlerinin hırsı yüzünden kirlenen ellerinizden kaçıyorum. Kafamı gökyüzüne kaldırıyorum. Sonsuz ve sınırsızmış gibi görünen maviye çeviriyorum gözlerimi. Göğsümdeki boşluk genişlesin istiyorum ki göğü daha çok doldurabileyim ciğerlerime… Delirmemle damarlarımdaki kanın dinamizmi beni ölüme karşı daha çok susatıyor. Bilmek ve delirmek… Bir dehayla bir deli arasındaki o ince farkı ayırt etmek kadar zor… )
– NUR HORUS