Siyah beyaz televizyondan fırlamış, karıncalanmış vücudunu nereye koyacağını bilemeyen bir adamdı Bay Z. Hep bir yarım kalmışlık vardı. Yarım kalan çayı, yarım kalmış cümleleri, yarım kalmış hayalleri ve yarım kalmış mahşeri… Gülmezdi Bay Z. Mutluluk konusunda cimri biriydi. Herkesle paylaşmazdı güzellikleri. Esasen duygusunu kimselere göstermezdi bile. Çayına iki şeker atardı. Bırakmak isterdi bazen şekeri. Tatsızlık olacak ya, çayına bile şeker girsin istemezdi. Vazgeçerdi sonra istememekten bile. Çayına her şeker atışında kaideyi bozmaz alışkanlığıyla şekerin çay içinde eriyişini izler yavaş yavaş karıştırırdı. Farkında olmadan o televizyondaki bedeninin karıncalanmış, gel-gitli hallerini görürdü şekerin eriyişinde. Fark ettiklerinden kaçmayı severdi bu adam .İç çeker ve sonra çayından bir iki yudum alırdı. İçerdi epeyce. Ancak hiç bitiremezdi çayı. Olsun, bu ilk bitiremediği şey değildi.
Varlık ve yokluk arasındaki ruhani dünyasına birileri dokunmaya çalışınca kendi bile anlayamazdı nasıl kaçtığını. Kime kaçardı, nerelere sığınırdı bilinmez lakin iyi de becerirdi. Kaçamazsa da dokunana içinin yangınını gösterir, yanarsın dokunma derdi. Kimi zaman anlatmak isterdi bazı şeyleri Bay Z. Cümleye başlar lakin sonunu getirmek istemezdi. Hem anlatsa ne olacak ki anlamazlardı Bay Z’yi. O da yarım bırakırdı cümlesini: ’’öyle işte.’’ Der ve geçerdi. Severdi bu cümleyi. Çünkü Bu İki kelime bitirici darbeyi indirirdi ölüme giden sohbete. Ölürdü kelimeler, ölürdü tüm yaşam kokan sesler ve gebe kalırdı sonunda sessizlik, anlatılamayanlara.
Mahşerini bile yarım bırakan bu adam usanmıştı üzerindeki bu uyuşukluktan. Zaman geçiyordu. Canını sıkıyordu bu hal ama bir şey de yapmak gelmiyordu içinden. Uykudan önceki o yastığa baş koyduğu ve iç dünyasını sorguya aldığı anlar zulümdü onun için. Korkardı uykusunun kaçmasından. Çünkü uyumazsa savaşacaktı kendiyle ve yenik düşecekti olması gerekenlere. Adil bir savaş değildi bu onun için ve kaybetmek istemezdi hakimiyetini. Adil değildi bu savaş çünkü tüm zırhlarını çıkarıp asmıştı ve öyle girmişti yatağına. Düşünmek, düşünüp bir şey yapamamak ve aynı döngü içinde sıkışıp kalmaktan yorulurdu. Derken derken uyuyakalırdı. Hiçbir zaman pat diye uyuyamazdı Bay Z.. Hayatının özetiydi: yarım kalmak ve ardından uyuyakalmak.
– Ahsen Tuğçe Saçtı
Harika cümleler tebrik ederim