İmkani olan delirsin

 

Gecenin en güzel saati, saat 4’ten uzak 5’e ulaşamamış ama yakın. Kolumda akreple yelkovanın birbirine âşık olup kavuşamayanlar gibi bir kovalamacası. İçimde aşure gibi tatlı ama bir o kadar da karışık duygular. İyi ifade edilemeyişin kötü sonuçlar doğurması gibi bir şey bu. Gözlerim tavandaki avizenin sahte elmaslarına asılı kalmış. Öyle dalmış. Kulağımda en sevdiğim parçalar, sanki kalbime dokunmak için seçilmiş birkaç şiir birikintisi.

Kalbim demişken aklımla git gel yaşadığım bir de sen. Öyle ne mantıklı ne de mantıksız benimlesin ama neredesin, nasılsın, napıyorsun, ismin ne, cismin nasıl; tam olarak bilmiyorum. Hatırlamak ister gibi oluyorum sonra bir kadeh daha içip sarhoş olmayı sana tercih ediyorum. ” sana sarhoş olmayı tercih ediyorum’.

Ayağa kalkıyorum ufak bir baş dönmesi, biraz tökezleyip toparlıyorum kendimi. Masadan kalem ve kâğıt alıp tekrar yerime oturuyorum. Bu vakitler ilham geliyor ne yapayım? Tabi bir de böyle iken. Birkaç satır karalıyorum, ne diyorum biliyor musun? Keşke sadece senin anlayacağın bir dil olsa da ben karalamak yerine sadece sana anlatsam, başkaları duymasa bilmese anlamasa. Ama böyle birkaç kelimeye sığdırmaya çalışıyorum senin o kocaman kalbine sığdıramadıklarımı.

Gecenin sabaha komşu olmaya kalktığı bu saate böyle şeyler yapıyorum. Kendime haksızlık ediyorum sana adaletli olacağım diye farkındayım ama galiba seviyorum kendime adaletsizliği. Ve zamana küfür ediyorum yanlış yerde hikâyemize başladı diye. İmkânsızlığımızın imkan olabilecek ayrıntısını seviyorum bu saatte. Aslında bilirsin her masal mutlu sonla bitmez. O, kalbe dokunan masallar hele; kalbe dokunduğundan mıdır bilmem ama mutsuz biter tıpkı benim masalım gibi.

Zaman yanlış yerde hatmedildi bize, ne yelkovan akrebe kavuşur artık; ne de biz mutlu sona. AŞK denen ahmaklık vurdu bizi. İmkânı Olan Delirsin Lütfen…

– Fatoş Erol

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: