Pembe Domuz Kumbaram

Bir domuz kumbaranın içine atıyorum,

Tebessümlerinizi, pembe bir domuz…

Otobüste gördüğüm yaşlı amcanın yüzündekileri de

Sokakta karşı karşıya gelip,

Yolu paylaşamayınca bana müsaade eden genç adamı da,

Eczaneye gittiğimde kepenkleri örtmüşken tekrar açan

Eczacının yüzündeki hoş geldinizi de,

Hepinizin tebessümlerini kuruş kuruş

Biriktiriyorum…

Param çıkışmayınca sorun değil diyerek,

Elli kuruşun lafımı olur diyen dudakların sahibinin,

Koridorda önüme fırlayıp utangaç tavırla,

Dünyanın en değerli hazinesi mektubunu

Avuçlarıma sıkıştırıp kaçan cennetin çocuklarının,

Sabah güneşinin yüzündekileri de,

Yara bandım olmuş tüm şu tebessümleri,

İlmik ilmik örüyorum ruhuma,

Bir battaniye gibi örtmekteyim yüreğimin üzerine,

O ısındıkça derinleşiyor gamzelerim,

Ah pembe domuz kumbaram,

Niye düştü yüzün?

Niye beğenmediler mi seni?

Domuz olduğun için mi?

Yok canım şiirimi okuyanlar,

Tüm yaratılanları severler!

Rahat ol domuzcuğum,

Bak bir tane daha yakalamak üzereyim…

Evet birkaç tebessüm daha

Kaldı bu günden bize,

Ne mutlu bize!

Küçük domuzcuğum,

Sen sevilmez misin?

İçinde mis kokulu hatıralar,

Küçük pembe domuzcuğum…

İyice doldun boşaltmak lazım şimdi seni,

Şu kuytudaki köşedeki dükkâna

Ne dersin? Az doldurmadılar içini,

Onlara bırakalım birikimi,

Yeni maceralar vakti şimdi,

Mis kokuları serpip vedalaşın,

Eskinin tebessümleri en çok buraya yakışır…

Serpiştiriyorum her bir köşeye,

Tamamdır artık gidebiliriz,

Pembe domuz kumbaram,

Tramvaya ne dersin?

Ordan başlayabiliriz…

 

Tülay KARATAŞ

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: