Sen gittikten sonra, toparlayamıyorum kendimi. Acı mı çeksem, yaşamaya kaldığım yerden devam mı etsem bilemiyorum. Sessizlik acıtıyor canımı. Sensizlik acıtıyor.

İnsanlar bir şeyler bekliyor benden. Seçme şansım olmayan bir şeydin sen. Sana ait olmak için o kadar vazgeçtim ki kendimden, şimdi sen yokken bulamıyorum kendimi bıraktığım hiç bir köşede.

Bile isteye sarhoş olmuş gibiyim. Bir günaha batmışım ve eski masumiyetimi arıyorum.

Baktığım herkes, gördüğüm her yüz günahımı hatırlatıyor sanki bana. İşlemediğim günahların suçluluğunu hissediyorum omzumda. Günahlarımın ağırlığı altında eziliyor ruhum.

Hâlbuki masum olmalıyım ben. Masum kalmalıydım. Suçların en büyüğü suçsuzluk sanki. Günahların en büyüğü günah işlememiş olmak.

Bir acı var içimde. Bir çaresizlik. Bir ben varım, baktığımda tanıyamıyorum kendimi. Bakamıyorum bile. Seninleyken kendimi önemsediğim için kızıyorum kendime.

Kendimi sevmeye nasıl cüret edebilmişim bilemiyorum.

Şimdi yokken sen, kendimle barışmak istiyorum. En azından senden önceki noktaya gelmek istiyorum. Yaralanmamış, yara almamış beni arıyorum tüm eski dostların yüzünde.

Her selamlarında heyecanlanıyorum, geri mi döndüm diye. Olmuyor. Onlar varken içimde eski beni hatırlıyorum sadece. Öyleymişim gibi davranabiliyorum. Onlar gidince yeni ben oluveriyorum.

Her şey aynıyken her şey nasıl bu kadar değişiyor sen yokken merak ediyorum.

Ölmek istiyorum.

İyileşmeden ölmek istemiyorum.

Bir gün kendime geri döndüğümde, becerebilirsem eğer hatırlamak istemeyeceğim bir dönemden geçiyorum.

Kaybetmekten ve kazanmaktan korktuğum dönemleri bazen senden daha çok özlüyorum.

Kayboluyorum. Seni kaybettiğimden daha çok kaybettim kendimi.

Seni bulabilmek için yüzde bir de olsa şansım var. Kendimi öyle sakladım ki kendimden. Bir daha bulamamaktan korkuyorum.

 

Gıyaseddin Furkan Özsoy

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: