onun da kalbi kırılmıştı

benim de –

bir sevdanın avareliğini yaşıyorduk sadece

üflediğimiz bu ruh

bir acılar bütünüydü içimizde

 

hangi kapı açılsa

zaman; soysuz bir maskara –

tadını çıkarıyordu

bu yitik iki sevdanın

uslanmaz yanılgılarında

 

senin gözlerinin  karesini alsaydım

kökleşmiş yalnızlığım

kurtulur muydu

iki aşığın çoğul tekliğinde (!)

 

bilmiyorum ki şimdi

şehirlerde;

ışık saçmaktan başka bir işe yaramıyorsa

ne senin

ne de benim yüzüm tutuyorsa

artık bu sevdaya

 

ne kalır

tesadüflere  inanmaktan başka?

 

Fırat Kayalı

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: