Gök bugün döküyordu içindeki kötülüğü. Yağmur damlaları içimi delip geçiyordu. Yüzümü gökyüzüne çevirip kendimi teslim edişimi uzaktan izliyor gibiydim. Nasıl oluyor bilmiyorum ama galiba üzgünken insan, kendini dışardan görme imkânı buluyor. Bu durum, kendinde olmamak sözlerinin beden bulmuş hali gibi davranmamdan olsa gerek.

Islanıyorum, sırılsıklamım. Kaybedişlerim kazandıklarımdan çok. Gözyaşım yağmur damlasından daha sert çünkü. İçimin acısı beni daha çok üşütüyor mesela, yağmurdan sonra gelen soğuk rüzgârdan bile daha çok. Kaybediyorum işte geçmişimi. Hafıza kaybı yaşıyorum ya da. Soğuk bedene sarılışım geliyor aklıma sürekli, onu toprağın altına nasıl hapsedeceğim geliyor. Korku geliyor sonra içime, kışın üşümez mi o diye? Gece korkmaz mı yalnız kaldı diye? Elleri aklıma geliyor sonra. Toprak mı olacak şimdi elleri? Toprağa sarılsam elini mi tutmuş olacağım? Toprağı öpünce hissedecek miyim onu? Ya da toprak kokusunda mı arayacağım onu? Kaybettiklerim o kadar çok ki! Yüzünü unutmaktan korkuyorum mesela. Gelir mi rüyalarıma artık daha çok? Cevapları bilinmeyen sorular sarıyor her yanımı. Nefesim kesiliyor. Ölüyorum ama neden hala acı çekiyorum. Ölüyorum ama neden kaybetmiş hissediyorum kendimi?

Bir kuş konuyor yanıma o anlarda. Islanmış. Ve sanki onun temsili o kuş. Yanımda duruyor sürekli. İnanmazdım bu tür şeylere ama hissediyorum onu. Kahretsin hissettiğime göre de hala yaşıyorum. İnsanlar geçiyor yanımdan. Gülen insanlar, hasta insanlar, yağmurdan kaçan insanlar. Herkes anlamsızlaşıyordu benim için.. Dünyam yanımdaki titreyen kuştan ve kum tanesi kadar kalmış benden ibaretti şuan. Gitme diyorum deliler gibi, sen kal yanımda. Kuşlar uçmak için gelmişti dünyaya. İnsanlar ölmek için. Tüm yaşamımızı ölmek için geçiriyorduk. Kimimiz toprağın altında idik kimimiz bir kaldırım taşında. Tek fark buydu. Hepimiz ölüyorduk. Dudaklarımdan dökülen üç beş şey oldu bir anda:  ‘’Hoşça git kuş. Ona selamımı götür.’’  Bedenler çürümek için girerdi toprağa ama ruhlar kalbimizde kalırdı. İşte bu yüzden o hala benimle. Şimdi hoşça git kuş. Ve sen, hoşça kal diyemiyorum sana. Tamamen bir gidiş bu çünkü sendeki. Bu yüzden sen de Hoşça git.

Ahsen Tuğçe Saçtı

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: