Bazı insanlar vardır: Düz yaşar, düz sever, düz ölürler. Baştan söyleyeyim, bu düzlüğe hayranım. Hayatlarında ölüm hariç risk yok. Neredeyse yok. Oh kafa rahat! Bu adamın adı efendi adamdır. Toplumun şeytanca yarattığı ve ailelerimizin bize örnek diye gösterdiği bu adamdan, herkesin çevresinde en az bir tane vardır. Tanırsınız onu. Hepimizin bin bir zorlukla oluşturduğu kocaman bir düzlüğün ortasında çoğu zaman her şeyden azade yaşar. Hepimizin duygularını ve emeğini sömürerek geçinir. Sınırlarını iyi bilir. Asla bam telimize basmamaya çalışır. O hep vardır ama onu her zaman göremezsiniz. Çünkü düzlüğünden dışarı çıkmaz. Bilir ki bu düzlüğün bitişi bir uçurumdur. Eğer yanlış bir hareket yaparsa yahut kombine birkaç aykırı söylemde bulunursa o uçurumdan düşer. Bazıları onu seve seve itelerler. Bunun korkusu efendi adamı biraz daha efendileştirir. Bir de bu efendiliğe tahammül edemeyenler vardır. Bunların adıysa, çürük yumurtalardır. Aslında hiçbirimiz doğuştan çürük yumurta değiliz. Genellikle birkaç başarısız efendi adam girişiminin ardından ” çekerim emaneti si…. Adaleti ” deyip o uçurumdan atlarız. Bizi buna sevk eden bolca merak ve bir miktar da tahammülsüzlüktür. Uçurumun altı şimdilik gizemini koruyor. Düz olmayan aşağıdan bize bir şeyler çizenler, söyleyenler, mektup gönderenler var. Şimdilik bu kadar.